Başlığından da anlaşılacağı üzere kitabımızın konusu, gebelik ve doğum sonrası dönemde an- nede görülebilecek psikiyatrik bozuklukların epidemiyolojisi, klinik özellikleri ve tedavisini içer- mektedir. Perinatal psikiyatri alanında son 10 yılda hatırı sayılır ilerleme ve bilgi birikimi olmuştur. Ancak hala aydınlatılması gereken bir çok soru olmasının yanında, mevcut çalışmaların oldukça heterojen bilgiler sunması, bu birikimin klinik pratiğe dönüşmesini olumsuz etkilemektedir. Ayrıca her gün çok sayıda yeni makalelerin yayımlanması ve bilgilerin çok hızlı değişikliğe uğraması, bu alana özel ilgiyi ve alanla ilgili derlenmiş bir kitabı zorunlu kılmaktadır. İşte bu kitap, ülkemizde özel uğraşı alanlarından birisi perinatal psikiyatri olan değerli akademisyenlerimizin tecrübelerini de katarak, mevcut en güncel bilimsel veriler ışığında konuları diğer akademisyen ve uzmanlarımı- za sunmayı amaçlamaktadır. Kitap içindeki en azından bazı bölümler sadece psikiyatri uzmanlarına değil, kadın hastalıkları ve doğum uzmanları ve aile hekimlerine de ışık tutacak niteliktedir. Zira bu hekimlerimiz, perinatal dönemdeki hastalarla psikiyatristlerden daha çok muhatap olabilmektedir.
Dünyada perinatal psikiyatri hakkındaki başvuru niteliğindeki kaynak kitapların sayısı olduk- ça sınırlıdır. Bu kitabın konuları ve içerdiği bilgilerin güncelliği ile ülkemiz hekimlerine uluslarara- sı kaynakları aratmayacak nitelikte olması, ana amaçlarımızdan birisi olmuştur. Umarım bu hede- fimizi gerçekleştirmede başarılı olmuşuzdur. Tabii ki ilkler her zaman sorun ve eksikliklerle başlar. Kitabın yazım serüveni 2.5 yıl öncesine dayanır. Önce yazar sayısı ve bölüm başlıkları yönünden daha geniş bir proje ile yola çıkılmış, ancak çoğu yazar bölümlerini 1.5 yıl gibi bir süre geçmesine rağmen teslim etmemişti. Bunun üzerine eski proje rafa kaldırılarak, daha dar kapsamda yazar kadrosu ve bölüm sayısı baştan tekrar ele alınmış ve yaklaşık 8 aylık bir emeğin ürünü olarak bu kitabın yazımı tamamlanmıştır. Dolayısıyla kitabımızda ‘şu da olsaydı daha zengin olurdu’ deni- lecek bölümlerin ve ülkemizde perinatal psikiyatri ile ilgilenen diğer değerli akademisyenlerimizi içerecek şekilde ‘şu kişi/kişiler de katkı yapsa daha hoş olurdu’ denilecek yazar eksikliğinin farkın- dayız. Ancak bu amacı güden önceki çabalarımızın da ne yazık ki boşa çıktığını burada ifade etmek zorundayım. Bununla birlikte, ileri yıllardaki kitabın güncel baskılarında söz konusu eksiklikleri gidermek için tekrar çaba göstereceğimizi söylemek isterim. Ayrıca titiz şekilde yapılan kontrollere rağmen küçük hataların da kitap içerisinde olması muhtemeldir. Bu tür hata ve eksikliklerden dola- yı şimdiden okuyucularımızdan özür diler, kitabın tüm meslektaşlarımıza yararlı olmasını dilerim.
Faruk UĞUZ
Yorum Ekle
Eposta adresiniz paylaşılmaz.